İnsanoğlu neden hep
ikinci planda tutuluyor anlamadım gitti? Farklı bir metabolizmaya yer vermeden, kendi
fikirlerine uygun, kaidesiyle aldıklarını sanan, fakat o fikirlerini temel
almayarak halk dilinde torpil diye tabir edilen unsuru ele almaktadırlar.
Bunların bir sebebi olması gerekmez mi? İlle de ensemiz mi kalın olacak, ya da
yalakalığı fevkalade yapmamız mı gerekli? Kusura bakmasınlar biz böyle olamayız.
Kültürlü bir ülkede olduğumuzu sanan toplum değiliz. Evet, bizler kültürlü bir
toplum olarak görünüyoruz. Velakin uzaktan yakından alakamız bulunmamakta… Bir
misal ile açıklayalım; deprem anında medeni bir şekilde sıraya gireceğimize (ki
medeni olmamız imkânsız) bir birimizi ezerek, yamalayarak bir şey elde etmeye
çalışıyoruz. Bunların doğal olmadığını ve ne olursa olsun daha iyi bir
doğrultuda kendimizi kanıtlamamız gerektiğini biliyoruz (Japonya’ya ya
ulaşmamız imkânsız olsa gerek). Bir de bu örneği vermeden geçemeyeceğim; Ankara’nın
Arena kapalı stadyumunda bir program düzenlendi. Bu düzenlenen programda yer
almak için sabahın dördünde sıraya girmek gerek, başlarda çok sakindi ama
memurlar içeri alır almaz B blok girişinde yığılma olmaya başladı. Oradaki
memurlar kapıyı açarak içeriye almaya başlayınca… Her şey üst üste binildi,
kimin sesi nerde… Kimin eli nerde… Kimin vücudu nerde olduğu belli değildi.
Bayanların vücut dirençlerinin yükselmesiyle bağırmaları bir tarafa… Kızartılmış
tost gibi ezilmelerde cabası… Bunu niçin anlattığıma gelince, bizler kültür camiası
dediğimiz. Fakat kültürden aşağı yukarı hiç alakamızın olmadığını anlamamız
gerekmez mi? Kültür demek; insanları farklı kılıfa koyarak bir şeylerin kıvrılması
değil! İnsanların medeni bir şekilde usule uymalarıdır (Fazla kıvrılırsak
isimlerimizden şüphe etmeliyiz). Tabi ki bunların arasında istisnalarda
bulunmakta… Ama kusura bakmasınlar istisnalar kaideyi bozmaz. Bu kültür
meselesini bırakalım da asıl meselemize dönelim. Bizler menfaatler diyarında
yaşamaktayız. Nasılsa bir siyasetçinin, kendi camiasında olan usule uygun bir
şekilde değil de kendi menfaatleri doğrultusunda emek vermeyen şahsı, bir üst
düzeye getirmesi gibi… Parti deyip de geçmeyelim. Partide olup da hiçbir unsuru
veya parti tüzüğünü bilmemektense, partiden uzak kalarak partiyi çok iyi bir şekilde
kavramayı tercih ederim. Çoğumuz parti denilen menfaat dairesinde üç yüz altmış
derece döndüğümüzü sanan, fakat hiçbir şekilde aktif rol almayan bir toplumuz.
Bunlar bir hakaret değil, bizlerde oluşan eksikliktir. Bunlar bizlerde oluşan
tembellik diyelim. Hangi birimiz kanuna göre hareket ettiğimizi sanıyoruz (devlet
kadrosunda olanlar hariç). Biz Amerika’ya kafa tutmaya çalışırsak Amerika’da
bizi deve kuşu gibi kafamızı toprağa sokar. Bizlerde deriz ki: kafamızı soktuk
kimse bizi görmesin! İşte bizlerde torpil üst safhada olduğu sürece gelişmemiz
imkânsız. Yağmurda Şemsiyeyle dolaşmak yerine Islanarak yolunuzu bulmayı tercih
edin (Bu söylenenler toplumun nabzı olarak yazıldı.)
Hikmetullah Yetkin
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder