Kürt tarihine bakıldığında
farklı boyutlar taşıdığını ve bu boyutlarda nelerin nasıl yapıldığını hemen
hemen hepimiz bilmekteyiz. Fakat Kürt tarihine bakıldığında yani tarihi sorunu
yazan yazarlar, genç Osman döneminden önce başladığını kanaat ederler fakat Geç
Osmanlı döneminde Kürt sorunu mevcut değildi. Kürtler “Müslüman Milleti”nin bir
parçasıydı. Jön-Türk döneminde bir Kürt sorunu yoktu, ön planda olanlar Kürt
aşiretlerinin reisleriydi. Ve bunlar devletin merkezîleşmesinden hoşlanmıyorlardı.
Toprak bütünlüğünü sağlayan ve birleşmede en çok destek verenlerden değil de merkezleşmeyi sevmezlerdi.. Devletin onlara yönelik vergi koymasından, bir
takım başka vasıtalarla kontrol tesis etmesinden, yerleşik toplulukları taciz
etmelerine engel olmasından hoşnut değillerdi. Vergilerin onları büyük etkilediğini
ve bu vergilerin artık canlarını tak ettiğinin belirtileri de olmuştu. Ermeni
yerleşik topluluklarına saldırılar düzenlerlerdi ama sadece Ermenilere de değil.
Yerleşik Kürtlere de saldırırlardı. Kürt aşiretleri bu dönemde yabancı güçlerin
enstrümanları hâline geldi. Çok enteresan bir biçimde, söz gelimi Ruslar,
Kürtleri Ermenilere karşı kullanmaya çalıştılar. Evet. Sizce tuhaf geldiğinin
farkındayım… Mesela 1914’te Bitlis’teki Ermeni toplumuna bir saldırı
düzenlendi. Osmanlı hükümeti Ermenileri silahlandırdı. Başkent İstanbul
Bitlis’ten çok uzaktaydı. Bölgeye hızlı bir şekilde asker gönderme şansı yoktu
hükümetin. Hükümet Ermeni toplumunu silahlandırdı ve onlar da saldırgan Kürt
aşiretlerini püskürttü. Osmanlı hükümeti son derece
zayıftı. Devlet güçlü değildi. Saldırgan Kürtler püskürtüldü ve bunların lideri
Bitlis’teki Rus konsolosluğuna sığındı. Orada Dünya Savaşı patlak verene kadar kaldı.
Bu ve benzeri olaylar bir bakıma savaşın sonuna dek sürdü. Cumhuriyetin ilanıyla
beraber aynı sorun devam etti. Cumhuriyet devleti merkezîleştirmek istiyordu. Bir
ulus-devlet kurmak istiyordu. Kürt aşiret reisleri bunu istemediler. Buna bağlı
isyanlar oldu. 1925’teki en çok bilinendir, sonra da bunlar devam etti. Kürt
aşiret liderleri bir dereceye kadar parlamenter sisteme dâhil edildi,
milletvekili yapıldılar. Aralarından bakan olanlar dahi çıktı. Kendilerini Kürt
diye değil, Doğu Kültür Dernekleri olarak adlandırıyorlardı. Kürt sorunu “gelişmeye”
devam etti ve 1980’ler itibariyle bir ayaklanmaya ve askeri bir soruna dönüştü.
Ve bugünlere gelindi. Bakın… Denir ki, Jön-Türk döneminde Türk milliyetçiliği
vardı. Hâlbuki milliyetçilik değil, milliyetçiler vardı. Sayıları da azdı.
İttihat ve Terakki’nin gerçek ideolojisi Osmanlıcılıktı. İmparatorluğu korumak
istiyorlardı. Ve imparatorluğu milliyetçi olarak koruyamazlardı. Arapları,
Anadolu Rumlarını, Ermenileri ve diğerlerini elde tutmaları gerekiyordu. Bunu
sağlayacak olan da Osmanlıcılıktı. Türkiye Cumhuriyeti kurulurken ise ortada
imparatorluk kalmamıştı. ABD Başkanı Wilson “Dünya Savaşı sonrasında kurulacak
olan devletler, ulus-devletler olacak” demişti. Türkler de bir ulusal
ideolojiye gereksinim duydular. Ve Cumhuriyet, daha önce mevcut olmayan bu
ulusal ideolojiyi yaratmaya koyuldu. Bugüne bakıldığında farklı boyutlara
götürmektedirler. Kürtçülük ile Kürt kavramını daha değişik boyutlara taşımak
için ellerinden gelenini yapanlar ve onu bir araç için kullananlarda
bulunmaktadır. Kürtlerde Türklerde farklı bir sorun taşımaktadırlar. Zaten
Osmanlı kavramından sonra yükselmeye başlayan Kürtler, sömürgeciliği ve vergiyi
istemedikleri gibi Türkçeyi de istemediler. Bugün bile belirli sorunlar yaratarak,
ön plana çıkmaya çalışan Kürt ve Türk kardeşler… Hayatın bazı gerçeklerini
görmediklerini hemen hemen hepimizde bilmekteyiz. Bunların, neden bu kadar
sorun ettiklerini ve bu kavramı neden abartarak öne dürdüklerini halen anlamış
değilim. Evet. Kürt sorunu var. Türk sorunu var veya ermeni sorunu ama bunlardan
hepsini bir kenara bırakarak, bunu dile getirmek istiyorum. Çerkez’in. Laz’ın, Kürdün,
Kürdün veya birçok kabilenin tek sorunu “İNSANLIK SORUNU” dur. Şayet bunları
konuşacak yerde neden kardeşliği, beraberliği, anarşik düşünceyi, yearşiyi veya
birçok kavramı yapıyoruz. Neden kabullenme duygusu içimizde yok. Bende
istiyorum Kürt sorununun çözülmesini… Türk sorunun çözülmesini veya her şeyin
çözümünü emin olun ki sizden daha çok istiyorum. Ama neden…
Araştırmacı Yazar: Hikmetullah Yetkin
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder