Siz bu yıllarca
süren sorunun bir günde bir mektupla biteceğini mi sanıyorsunuz?
Eğer
çarşafları atmak istiyorsanız. O çarşafın bedelini ödemeden çıkamazsınız. Bu
sorun bir günlük sorun değil! Evet… Öcalan mektupta barışı, kardeşliği ve anayasayı
bir yazmış ise bilin ki karşılığı olacaktır. Akıl alacak bir kavram değil! Bir
günde yok edilecek Kürdistan... Biraz zor. Amaçlar olmaz ise yürüdüğümüz
kavramlar yanlış yol kaplar. Öcalan’ın
mektubunda “Herkese büyük sorumluluklar düşüyor.” Söylemiyle ne anlatmak istedi. Tekrar temeli atmak ve o temelde
yeni yeni oluşumlar elde etmek. Yılların
sürdüğü bu sorunda bir gün de fırlatıp atacağını hanginizi aklı alıyor. Bu turun içinde balıklar rahat durmaz. Turu
yırtmadan özgürlükten de bahsedilmez. Başka bir sözde de Öcalan; “Mazlumların
Nevroz'unu selamlıyorum.” Evet, mazlum durumda
ama alttaki mesajlar farklı kelime oyunları ile yeniden dirileceklerini ve bu
ülkeye hâkimiyetini sürdüreceklerini apaçık ortada… Gelecek yıl seçim ve bu
seçimde galip gelmezi gerek, bu yola baş koymadan başa gelmesi imkânsız değil
mi? Bu yoldan gelerek ancak özgürlüklerini elde edecekler. Evet, silahlar
susacak ama iç savaş devam edecektir.
Yarın Dünya’yı
Ayakta Tutarsak, Tuttuğumuz Ayak Elbet Bir gün kırılır.
Öcalan;
önceden biliyordu bu sürecin olacağını ve bu cümleleri ile devam etmekte “Binlerce yıldır milyonlarca insanın yüreğinde Nevroz ateşi
gürleşiyor. Şu an görüyorum ki çığlığım her yerde duyuluyor.” Evet,
çığlığı her yerde çünkü sesi duyuldukça demokratik açıdan Öcalan’a daha çok
rağbet duyulacak ve sistem git gide çökmeye başlayacaktır. Daha önce anayasayı
istemeyen ve buna baş kaldıran Öcalan; şuan “1924
anayasası yeterli.” Demekte… Peki, soruyorum
size… Neden kendi anayasanız çerçevesinde tutuklulara ceza verdiniz. Şimdi de
1924 anayasası yeterli demektesiniz. BDP ’nin bir amacı olmadan bunları söylemesi imkânsız
değil mi? Evet sorun çözülüyor. Ama iki
yıl sonra tekrar gündeme gelecektir. Aralarında bu süreci kabul etmeyenlerde olacaktır.
Nasılsa biz Ermenileri kabul etmiyorsak, onlarda bizi kabul etmeyeceklerdir. Misakı
Milliye kavramını istemekte velakin bir araya gelip yeniden çekirdekten çıkıp
ay çiçeği olacakları ve bu demokratik açıdan doğal yollarla elde edeceğini
Öcalan vurgulamış olabilir. Dağdaki
insanların bunu ne kadar dinleyecekleri üç ay içinde belirlenecektir. Bu konu
hakkında dinleyeceklerini sanmıyorum. Çünkü asırlarca atılan temek bir günde
yıkılması imkânsız… Siz altmış katlı
binayı on saniye de yıka bilir misiniz? Tabi ki de hayır. Yıkması zaman alır
değil mi?
İşte devlet kurmak kolay olsa gerek, nede olsa bir kelimede
yıkmaya çalışa biliyorlar.
Bu
çözümün en büyük destekçilerinden biriydim. Çok sevindim. Bu şekilde olduğu
için çok üzüldü. Yeni yapılanma, yeni süreç ve yeni manda ve himaye olabilir. Bu süreç hepimize hayırlı olsun. Yazılardan art niyet arayan, kendisini
aramasını tavsiye ederim.
Nevm-i
Aşk’ın Yazarı Hikmetullah Yetkin
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder