Sayfalar perde perde olacak, şahışlar detaya incek, ölüm
sahnesi abartılacak,
“Korktuğum,
korkacağımla bir olmaması… Tek istediğim bu” Honhacı ona safir kahvesi gözlerinde parlayan
gözyaşlarıyla baktı. Omuzlarını kaplayan yün ipiyle yapılmış uzun oldukçada
geniş bir elbise giymişti ve pantolonu dört kişilik conkey mağarası gibi
dalgalı, renksizdi. Siyah beyaz karmaşıklığında saçları faili meçhul cinayette
kalmış ve cinayet sırasında nedensiz duvara asılırcasına örülmüştü. Biraz kâh külleri
dışarı fışkırmıştı. Elli yaşındaydı. Yer mi beş yaşında daha çekici, biraz daha
şıktı. Sakalı yoktu. Şuan yüzünün hemen hemen hepsini kaplamış otuz santim
uzunluğunda karmaşık sakalı izini sürdürüyordu…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder